https://www.turkiye.gov.tr https://www.facebook.com/Tekirdağ Fotoğrafları https://twitter.com/tekirdagsehri/ https://plus.google.com/+TEK%C4%B0RDA%C4%9E%C5%9EEHR%C4%B0 http://tekirdagsehri.wordpress.com/ http://www.flickr.com/tekirdagresimleri http://www.youtube.com/tekirdagsehri http://www.belgeselizle.com/

HAYRABOLU

Videoyu izlemek için fotoğrafı tıklayınız
HAYRABOLU
Milattan sonra 249 yılında yaklaşık 1760 yıl önce Venedikli Sezar isimli bir Voyvoda tarafından kurulduğu rivayet olunmaktadır. Hayrabolu İlçesinin ilk kurucuları bilinmemekle beraber, Hayrabolu, Trakya'nın en eski yerleşim birimlerinden biridir.
İlçe,tarih çağları boyunca Makedonyalıların, Hun, Avar, Peçenek, Bulgar gibi Türk boylarının akınlarına uğramıştır. Roma ve Bizans İmparatorluklarının idaresinde bulunmuştur.Eski adı Chariupolis (Rüzgarlı şehir), bugünkü adının ise fetih sırasında ölen kale komutanı Hanripol’dan ya da “fethin hayrı boldur.” deyiminden geldiği ileri sürülmektedir.
Hayrabolu Türkler tarafından 1357 yılında fethedilmişse de bir süre sonra elden çıkmıştır. Hayrabolu 1368 yılında Sultan I. Murat tarafından son kez ve kesin olarak Bizans'ın elinden alınmıştır. Bu tarihten sonra Hayrabolu’ya Anadolu’nun muhtelif yerlerinden, bilhassa da Karasi, Sivas, Kayseri ve Ermenek’ten Türkler getirilip yerleştirilmiştir.
Hayrabolu 1839’da Tekirdağ’a 1866-1867 yılları kısa bir süre Lüleburgaz’a bağlandı. 1847 yılı Eylül ayında müstakil Kaymakamlık haline gelen Hayrabolu 1868’de ilçe oldu. Tekirdağ’ın 20 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Mülga Teşkilatı Esasiye Kanununun 89.Maddesi ile İl haline gelmesinden sonra da Hayrabolu Tekirdağ’ın ilçesi olmuştur. Hayrabolu 1829 ve 1878’de Rus,1912’de de Bulgar işgaline uğramıştır. 1. Dünya savaşından sonra önce müttefiklerin sonra da Yunanlıların işgaline maruz kalmış ve 14 Kasım 1922’de düşman işgalinden kurtulmuştur.

COĞRAFİ KONUMU
İlçemiz Marmara Bölgesinin Ergene bölümünde Tekirdağ İline bağlı 8 İlçeden birisidir.
26-52,27-23 doğu boylamları ile 40-53 ve 41-20 kuzey enlemleri arasında yer alır. Topraklarını doğuda Tekirdağ İli ve Muratlı İlçesi, güneyde Malkara İlçesi, Kuzeyde Kırklareli’nin Pehlivan Köy, Babaeski ve Lüleburgaz İlçeleri, batıda Edirne’nin Uzunköprü İlçesi ile çevrilidir. Alpullu demir yolu istasyonuna 19 km. uzaklıkta olan İlçemiz ulaşım bakımından elverişlidir.
İlçemiz İl merkezine 52 km., E-5 karayoluna 26 km. uzaklıktadır.
İlçenin yüzölçümü 1014 km2’dir. Arazisinin %60’i ova, % 35’i hafif engebeli olup %5’i orman örtüsüyle kaplıdır. İlçenin deniz seviyesinden en yüksek yeri 269 metreyle Kabahöyük tepesidir. Hayrabolu’nun batı kesimleri Ganoz (Işıklar) dağının alçak olan kuzeybatı uzantıları engebelidir.
Bunun dışındaki alanlar ise çok parçalanmamış ve yer yer dalgalı düzlüklerden oluşan bir plato niteliğindedir. İlçe topraklarının sularını Ergene ırmağının önemli kollarından Hayrabolu deresi toplar.
Güney- Kuzey yönünde akan Hayrabolu deresi Hayrabolu ilçe merkezinden geçer ve kuzeyde Ergene ırmağına dökülür. Ergene ırmağının önemli kollarından biridir.
Hayrabolu’da 22 adet sulama göleti bulunmaktadır. Bunlar Bayramşah, Büyükkarakarlı, ,Çıkrıkçı, Dambaslar, Doğcalı, Parmaksız, Susuzmüsellim, Canhıdır, Umurbey, Çerkezmüsellim, Hedeyli, Karababa, Karakavak, Karayahşi, Kutlugün, Kılıçlar, Lahana, Örey, , Temrezli, Soylu, Övenler, Hayrabolu Merkez göletleridir. Hayrabolu’da Trakya geçiş iklimi görülür.
Kışları kar ve yağmur yağışlı soğuk, yazları az yağışlı ve sıcaktır. Kuru soğuklarıyla ünlü olan ilçenin en soğuk zamanı –10 derece olarak tespit edilmiştir. İlçemizde kesintisiz dağ setleri görünmediği için Trakya’nın birçok kesimlerinde olduğu gibi Balkan Yarım Adasının şiddetli kıtasal etkinliklerine açıktır. Bu yüzden bazı kısımlar şiddetli soğuk baskınları ve ağır sıcak dalgaları ile etkilenmektedir. İlçemizde meteoroloji istasyonu bulunmamaktadır.
Rüzgarı ile ünlü olan Hayrabolu dört mevsim rüzgârlı bir havaya sahiptir. Kuzey batıdan esen karayel daha fazla görülür. İkinci derecede esen önemli rüzgârlar ise doğudan esen keşişleme ve lodostur.
NÜFUSU
Merkez idari yönden 4 mahalleden (Aydınevler, Hisar, İlyas, Kahya) meydana gelmektedir.Hayrabolu'ya 2 belde belediyesi(Çerkezmüsellim ve Şalgamlı)ve 46 köy bağlıdır.
Son verilere göre yıllık nüfus artış hızı %1,63 olan Hayrabolu şehir merkezinin nüfusu 19.278, köylerinin toplam nüfusu 16.539,toplam nüfus 35.817'dir.
Belediye sınırları içinde(81.500 metrekare) 3.000 bina, 5.000 konut, 1.500 işyeri vardır.Şehir nüfusu oranı %54 köy nüfusu oranı %46'dır
En büyük köyleri sırasıyla Lahana, Büyükkarakarlı ve Soylu'dur.

EKONOMİK DURUMU
Hayrabolu İlçesi’nin ekonomisi geleneksel olarak tarım faaliyetleri ve hayvancılığa dayalıdır. Tarımda buğday, arpa, ayçiçeği ve pancar ekimi yapılmakta, tarım modern teknoloji ile yürütülmektedir. Son yıllarda sulu tarıma geçilmiş olup ikinci mahsul alımı için çiftçilerimiz bilgilendirilmekte ve gerekli yardımlar yapılmaktadır.İlçemiz tarım aletleri imalatında oldukça ileri düzeydedir. Türkiye’nin tarım makineleri üretim üslerinden biri olan ilçemizde üretilen tarım aletlerinin büyük bir bölümü ülke geneline satılmaktadır. Sektörde 30 ülkeye ihracat yapılmaktadır.
Sektördeki üretim ve istihdam ilçe ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.
İlçemizde 6 adet yağ, 5 adet un fabrikası, 3 adet tarım aletleri fabrikası, 1 adet tekstil fabrikası,7 adet banka bulunmaktadır. Organize Sanayi Bölgesinin alt yapısı tamamlanmış olup, bölge arsaları satışa sunulmuş olup bugün itibariyle 9 tane üretim yapan firma, 6 adet inşaatı devam eden firma, 34 tane tahsis yapılmış inşaata başlayacak firma ile 95 parselin 51 parseli tahsisli olup 44 parsel tahsis edilmeye elverişlidir.
Doluluk oranı % 57’dir. Bölgede yatırımların başlamasıyla ilçe ekonomisinde büyük canlanma yaşanmaya başlamıştır. İlçemizin Hasköy, Umurça, Karabürçek, Çerkezmüsellim Köyleri civarlarında yüksek miktarda linyit kömürü, İlçenin kuzey doğusunda Yörükler ve Bayramşah Köyleri civarlarında doğal gaz madenleri bulunmaktadır.
EĞİTİM KÜLTÜR
Okul Öncesi Eğitim: İlçede hayırsever vatandaşımız tarafından yapılmış bağımsız bir anaokulu bulunmaktadır. Bu okulda 4 sınıfta, 1 müdür ve 4 öğretmen tarafından 90 öğrenciye eğitim verilmektedir.
Yine İhsan Korkmaz Kız Meslek Lisesi bünyesindeki 1 uygulama sınıfı ile 10 ilköğretim okulu bünyesindeki 12 anasınıfında, 13 öğretmen tarafından 354 öğrenciye eğitim verilmektedir.
ilköğretim: İlçede 7’si İlçe Merkezinde, 2’si kasabalarda ve 2’si köylerde olmak üzere toplam 12 ilköğretim okulu mevcuttur. 12 ilköğretim okulumuzda 166 derslikte, toplam 202 öğretmen ile 3.336 öğrenciye eğitim verilmektedir.
Taşımalı Eğitim kapsamında 595 öğrencimiz 8 taşıma merkezine 43 okulumuzdan taşınmaktadır.
Ortaöğretim: İlçede 2’si genel, 2’si mesleki olmak üzere 4 adet ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. Bu okullarda 59 sınıfta, 110 öğretmen tarafından 1326 öğrenciye eğitim verilmektedir. Bu Ortaöğretim okullarımızda 64 kadrolu, 18 ücretli olmak üzere toplam 82 öğretmen görev yapmaktadır.
Yaygın Eğitim:İlçemizde Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü olmak üzere iki yaygın eğitim kurumu bulunmaktadır. 1690 kişi buralardan faydalanmıştır.
Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde 2011 yılı içinde açılmış olan toplam 71 adet kursa 1344 kişi kayıt olmuş ve bunlardan 233’ü sertifika almıştır.
Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğünde ise 2011 yılı içinde açılmış olan 10 adet kurstan toplam 142 kursiyer belge almaya hak kazanmıştır.
Kültürel Durum
Tarihi Kültürel ve Arkeolojik Değerler
Hayrabolu, Trakya’nın en eski kasabalarından biridir. Hisar Mahallesini çevreleyen kale daha Osmanlılar zamanında yok olmuştur. Ancak kalıntıları görülmektedir. Rüstem Paşa tarafından yaptırıldığı bazı kayıtlarda geçen hamamdan da sadece bir kubbe geri kalmıştır.
Günümüze ulaşamamış olan en önemli tarihi eserleri ise: Beyler Hani Camii, İbrahim Celebi Camii, İskender Pasa Camii, Gazi Süleyman Pasa Camii ile 12 adet mescit ve 2 adet köprüdür. Giray Han’larından Selamet Giray’a ait bir sarayın da Hayrabolu’da bulunduğu ancak günümüze ulaşamadığı bildirilmektedir.
Çelebi Sultan Mehmet Camii: (Paşa Camii) 1419 yılında Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Mimari Hacı İvaz Paşa’dır.
Güzelce Hasan Bey Camii: 1486 yılında II. Beyazıt ‘in damadı Güzelce Hasan Bey tarafından yaptırılmıştır.
Çarşı Camii: (Hasib Bey Camii) 1686–1687 yıllarında Kethüdazade Çorumlu Mustafa Bey yaptırmaya başlamış fakat ömrü yetmeyince Mehmet Hasib Bey tarafından yarı kârgir olarak tamamlanmıştır.
Sarbani Ahmet Dergahı: Kanuni Sultan Süleyman’ın deve kolları komutanı ve cağının en büyük sairi Melami Pirlerinden Ahmed-i Sarban’in Türbesidir. Kanuni (1526–1527) yıllarında türbenin yaptırılmasını ferman etmiştir.

Hacılar Köprüsü: Ataullah Beyin Tekirdağ yolu ve Hayrabolu deresi üzerinde yaptırdığı altı gözden oluşan köprüdür.Yapım tarihi bilinmemektedir.

ULAŞIM
Hayrabolu’nun Kabahöyük, Delibedir, Kadriye köylerinde Höyükler ve Tümülüsler bulunmaktadır. Hacılı Koyu “Tek Höyük” tümülüsünde yapılan kazılarda Roma dönemine ait Trakyalı bir savaşçıya ait yakma (kramasyon) mezar ortaya çıkarılmıştır.
Hayrabolu'ya ulaşmanın en kolay yolu İstanbul Esenler Otogarından ilçeye direk otobüs bulunmaktadır.

Özel araçla İstanbul’dan Hayrabolu’ya ulaşım TEM otoyolu Mahmutbey gişelerinden Lüleburgaz’a 1,5 saatte ulaşmak mümkündür.Hayrabolu-Lüleburgaz arası 40 km olup 25 dakikalık bir mesafedir.

Hayrabolu'ya Tekirdağ'dan aktarma da yaparak ulaşabilirsiniz. İstanbul- Tekirdağ arası 130 km.dir. (2 saat) Tekirdağ il merkezinden Hayrabolu 52 km. uzaklıktadır. Tekirdağ-Hayrabolu arası saat başı karşılıklı minibüslerle ulaşım mümkündür.Yolculuk yaklaşık 45 dakika sürmektedir.
Ayrıca diğer ulaşım yolu olarak da İstanbul Sirkeci' den tren yolu ilçemize ulaşmak mümkündür.Her gün 08:30 ve 15:50'de Sirkeci' den kalkan iki tren ile (yaklaşık 3,5 saat) Alpullu' ya, buradan da 19 km uzaklıktaki Hayrabolu’ya minibüsle 15 dakikada ulaşabilirsiniz. ( İstanbul Gar: 212 527 00 50 Alpullu Gar: 288 523 10 17 )
Tekirdağ ilinin kuzey batısında yer alan Hayrabolu, Tekirdağ’a 52,Kırklareli'ne 60,Edirne'ye 90,İstanbul'a ise 182 km uzaklıktadır. Alpulu demiryoluna ise uzaklığı 19 km.dir.Aynı yolun uzantısı 7 km ileride D-100(E-5) karayoluna bağlanmaktadır.
Ayrıca Malkara,Muratlı,Lüleburgaz ve Uzunköprü ilçelerine 40 km,Babaeski ilçesine 30 km,Keşan ilçesine ise 60 km mesafededir.
Kaynak : Hayrabolu Kaymakamlığı

HAYRABOLU TARİHİ
Hayrabolu, Trakya'nın en eski yerleşim birimlerinden biridir. Türkler tarafından ilk olarak 1357 yılında fethedilmişse de kısa bir süre sonra Roma İmparatorluğu'nca geri alınmıştır. 1368 yılında Sultan I.Murad zamanında ikinci ve son olarak Roma İmparatorluğu'ndan geri alınmıştır. Bu tarihten sonra Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden, özellikle Kayseri ve Sivas dolaylarından seçilen aileler Hayrabolu ve çevresine iskan edilmiştir. Eski adı Chariupolis'tir (Hanri-polis; Rüzgarlı şehir). Bugünkü adı ise ikinci fethinden sonra Hanripol; Hayrı-bol olarak değiştirilmiştir ve günümüze "Hayrabolu" olarak gelmiştir. Bulunan kıymetli tarihi eserlerden, tarih boyunca Makedon, Hun, Avar, Peçenek, Bulgar gibi milletlerin akınlarına uğradığı ve tarihte bu devletlerin bir yerleşim birimi olduğu belirlenmiştir. Türklerin fethine kadar en uzun süre Roma İmparatorluğu'nun sınırlarında kalmıştır.

Türklerin Trakya'yı fethini sağlayan kuvvetlerin başında Yörükler gelmektedir. Orhan Bey'den başlayarak Fatih Sultan Mehmed'e kadar Osmanlı Padişahları Rumeli'nin fethinde özellikle Yörük kuvvetlerini kullanmışlardır.Yörük kuvvetlerinin komutanları ve Yörüklerin Bey'leri Tekirdağ, Hayrabolu ve Çorlu'da otururdu. İstanbul'un fethinden hemen önce bölgede Yörük Ocakları'nın sayısının 419'a kadar ulaştığı Osmanlı Arşivleri'nde mevcuttur . Fetih sonrası Anadolu'dan aileler bölgeye iskan edilirken Hayrabolu bölgesine de çok sayıda Yörük boyları yerleştirilmiştir.
Hayrabolu'ya Anadolu'dan bir çok evliya ve ahi de gelerek yerleşmiştir.İlçemizde türbesi bulunan Sarban-i Ahmet, 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı ile Hayrabolu'da dergah açmıştır.Vefatından sonra kapanan bu dergah 1888 yılında Sultan Abdülhamid'in bir fermanı ile tekrar açılmış ve bir süre daha faaliyette kalmıştır

Hayrabolu, Avrupa'ya fetihlere giden Türk Ordusu'nun uzun süre konaklama ve karargah merkezlerinden biri olmuştur. Hayrabolu bölgesinde konaklayan ordu, hayvanların bakımlarını yapmış, askerlerini dinlendirmiş, hazırlıklarını son kez gözden geçirerek Balkanlara Avrupa'ya sefere gitmiştir.İkinci kez fethinden sonra (1368) Hayrabolu, 1829 yılına kadar işgale uğramamış, savaş görmemiştir. 1829 ve 1878 yıllarında Rusların, I.Balkan savaşında Bulgarların(1912) ve son olarak I.Dünya Savaşı'nda Yunanlıların işgaline uğramıştır. 1914 yılında Hayrabolu'yu işgal edip az sayıdaki kuvvetlerini bölgeye yerleştirerek İstanbul'a ilerleyen Yunanlılar Hayrabolu'da ve bir çok köyünde halktan masum insanları katletmiştirler. Yıllar süren çarpışmalardan sonra 14 Kasım 1922 tarihinde Yunan kuvvetleri Hayrabolu bölgesinden çekilmiştirler.
Kaynak : Hayrabolu Belediyesi

TEKİRDAĞ - HAYRABOLU TARİHİ KÖPRÜ
Hayrabolu’da, 1975 yılında dönemin ilçe belediyesi ve karayolları ekipleri tarafından toprağa gömülen ve tarihi 16. yüzyıla dayanan Osmanlı köprüsü, gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.

SAKA ERİ HAYRABOLULU HÜSEYİN
(Çanakkale şehitlerimizin aziz hatırasına)TAK! Bir topuk selâmı, cılız.
Hayrabollu Hüseyin, emret kumandanım!
Hüseyin oğlum, kaç yaşındasın? diye sordu kumandan. Karşısında hazrola geçmiş kibrit çöpünden hallice delikanlıya. Delikanlı dediysek de, asker kaputunun içinde ha var ha yok gibiydi. Henüz bıyıkları bile bitmemiş, parlak yüzlü bir oğlancıktı aslında Hüseyin, Hayrabolu'lu Hüseyin..
-Onüçümden ay aldım kumandanım
-Küçüksün!
-Ama kumandanım askere ihtiyaç vardır..
-Çocuksun!
-Ama kuman...
-Sana silah emanet edemem. Seni cepheye süremem. Hüseyin, ağlamaklı oldu, gözleri doldu
-Lakin mühim bir vazife verebilirim. Seni Saka Eri yaptım Hüseyin. Bu bölüğün su ihtiyacını sen karşılayacaksın. Sana bir de katır verecekler. Eratı susuz koma. Koma ki; koşacak, hendek aşacak, fişenk atacak hâli dermanı kesilmesin.
-Emredersin kumandanım!
Kendisine silah emanet edilmeyen Hüseyin, alacakaranlıkta katırını alır yola çıkardı. En yakın köye varır, tahta damacanalarını su doldurur ve akşam karanlığında bölüğe taşırdı. Görevini hiç aksatmazdı. Aman erat susuzluktan yanıyordur şimdi der, hiçbir yerde oyalanmazdı.
İkinci Anafartalar taarruzundan sonra, ordu Anafarta Ovası'na ve tepelere yerleşmişti. Bu birlikler, kendilerine göre siperler kazıyorlar ve zaman zaman da İngilizler'in kısmî taarruzları karşısında, direnemeyip bu siperleri düşmana kaptırıyorlardı.
İşte böyle bir günün arifesinde Saka Hüseyin, sabahın alacakaranlığında katırı ile yola çıktı. Bigali Köyü'ne gidip, kuyulardan su çekecek, akşam karanlığında da, geri dönecekti.
Bir kaç saat sonra köye vardı. Kuyuyu bulup, damacanalarını silme doldurdu. Kuyunun başında bir miktar oyalanıp, günün batmasını bekledi. Hava alacalandı. Gün batmak üzereydi. Saka Hüseyin yola çıkmadan önce, her zaman yaptığı gibi katırının kulağına eğilerek: Deh! Büyük Anafarta Köyü'nün üstünden, Otuzbeşinci Piyade Alayı'nın bulunduğu siperlere! Katır önde, Hüseyin arkada yola çıktılar.
Hüseyin elinde bir değnek taşa çalıya çaktıra çaktıra giderken, bir de türkü tutturmuş:
Çeşmeye varmadın mı
Gül koydum almadın mı
Ben sevdadan ölüyom
Sen sevdalanmadın mı?
Hava iyice karardığında Hüseyin, alayın yakınlarına varmıştı. Varmıştı ama, o gün iş de iyice kızışmıştı. İngiliz topçusu, nefes aldırmadan siperlere bomba yağdırıyordu. Güllenin merminin sayısı belli değil. Saka Hüseyin siperlere yaklaşmanın imkânı olmadığını anlayınca katırıyla birlikte bir çukur bulup sindi. Saatler sonra bataryalar durdu. Makineli tüfekler sustu. Ses, duman, gümbürtü kıyamet kesildi.
Hüseyin çukurdan çıkıp katırı dehledi. Katır önde, o arkada, yollarına devam ettiler. "Bölük su bekler" diye iç geçirdi. Üstelik yaralılar da vardır şimdi. Onlar iki kere su bekler.
Ansızın bir ses karanlıkta kükredi. Hüseyin bu garip kelâmın ne olduğunu anlamadı ama, hiddetinden ve şiddetinden "dur" anlamına geldiğini anladı. Durdu. Birden iki yanında iki karaltı belirdi. Yine hiç duymadığı bir lisan ile bağırmaktaydılar. Saka Hüseyin vaziyeti farketti. Siperler el değiştirmişti. Burası artık Otuzbeşinci Piyade Alayının değil, bilmem kaçıncı düşman alayınındı. Auckland Taburu'nun Anzak devriyelerine yakalanmıştı.
Saka Hüseyini aldılar, katırı da arkasından çeke çeke kumandanlarının karşısına çıkardılar. Hüseyin önceleri çok korktuysa da, hissettirmedi. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle, ellerini kollarını sallıyor ve katırın üzerindeki su damacanalarını gösteriyordu.
İngiliz kumandan Hüseyin'in bu tuhaf neşesine bir anlam veremedi. "Tercüman bulunsun" diye emretti -Kimsin? Göğsünü kabartarak:
-Otuz Beşinci Piyade Alayı İkinci Bölükten Saka Eri Hayrabolulu Hüseyin, emret gavur kumandanı
-Burada ne işin var?
-Bu su damacanalarını kumandanım gönderdi. Git dedi. Yaralıları vardır. Su bizim tarafta kaldı gelip alamazlar, sevaptır. Eğer suyun zehirli olduğundan şüphe ederlerse de gözlerinin önünde bir tas iç.
Anzak teğmen kıpkırmızı kesildi. Bütün gün başlarına gülle yağdırdığı, taş üstünde taş, gövde üstünde baş kalmasın diye yapmadığını bırakmadığı insanlar, nasıl olurda..Bu akıl alacak iş miydi? Gözleri doldu. İlk iş Hüseyin'i tutup yanaklarından öpmek oldu. Oturtup biraz dinlendirdiler. Sonra suları katırdan indirip yerine paket paket sarma tütünü, çikolata, et konserve.. artık ellerinde ne varsa erzak, yığma yaptılar.
"Haydi, good bye, good bye, haydi!"
Hayrabollu Saka Hüseyin, gecenin karanlığında siperden sipere atlaya zıplaya alayının mıntıkasına vardı. Başından geçenleri bir bir anlattı. Gerçi Mehmetçik, domuz etidir diye ete konserveye dokunmadı ama diğer kumanya pek makbule geçti. O gece sessiz geçti. Saka Hüseyin, çehresine sabitlenmiş bir tebessümle yıldızları saya saya uyudu. Asker, yaralarını sardı, şehitlere dualar edildi ve Hüseyin'in cinliğini anlatıp anlatıp gülüştü. Bölük Kumandanı, Hayrabollu Hüseyini tebrik etti, alnından buseledi. "Harp sonunda göğsünde nişanını hazır bil" diye de müjdeledi.
Saka Hüseyin Çanakkale'den sağ sağlim memleketi Hayrabolu'ya döndü ve vefat ettiği 1975 yılına Hayrabolu'da yaşadı.
Kaynak : Hayrabolu Belediyesi

SARBAN AHMED
Doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1470'lerde Hayrabolu'da doğdu. Küçük yaşta okuma yazma öğrenerek tahsile başladı. Genç yaşında Hayrabolu'dan ayrılarak Yeniçeri Ocağı'nda 26. Orta'yı meydana getiren Deveci Ortası'na kaydoldu. Çalışkanlığı ve zekası sayesinde sarbanbaşılığa kadar yükseldi. Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak seferine Sarbanbaşı olarak katıldığından bu lakapla tanındı. Sarbanbaşının anlamı devecibaşı, ordunun develi birliklerinin komutanı demektir. Irak seferine giden ordu Aksaray'a uğradı ve Sarban Ahmed Aksaray'da Pir Ali Sultan ile tanıştı. Pir Ali, Sarban Ahmed’de manevi bir kabiliyet görerek. “Dünyanın süsüne, âlâyişine gönül verme, sen dünya âlâkaları ile paslanmaya lâyık biri değilsin” diyerek onda gördüğü kabiliyeti açığa çıkarıyor ve ona dua ederek Rumeli’ye geri gönderiyor (muhtemelen askerlikten istifa ediyor) Memleketine dönmesi kısmı bazı kaynaklarda yanlış olarak Hayrabolu'ya sonradan Anadolu'dan gelerek yerleşen şair,veli.. denmektedir. Kanuni Sultan Süleyman, ordudan emekli olan Deve Kolları Komutanı için 1527'de dergah inşaası için ferman çıkardı. Çağının meşhur veli ve şairlerindendi. Hayrabolu halkından ve Hayrabolu'nun çevresinden her gün bir çok kişi şiirlerini dinlemek, nasihat istemek ve duasını almak için kendisini ziyarete gelirdi.
Oldukça geçimsiz hanımından neden boşanmadığını soranlara: "Dostlarım! Bizim böyle bir kadına tahammül etmemiz, sevenlerimize, halkımıza verdiğimiz bir derstir: maksat, çirkin huylu insanlarla da iyi geçinebilmeyi öğrenmektir" derdi.
1545 yılında Hayrabolu'da vefat etti. Ziyarete açık türbesi ilçemiz merkezindedir. Dergahı vefatından kısa bir süre sonra kapandı. 1888 yılında Sultan II.Abdulhamid'in fermanıyla tekrar açıldı ve bir süre daha faaliyetlerine devam etti.
Sarban-ı Ahmed üzerine yıllardır çalışmalarda bulunan Zeki Özkan, Sarban-ı Ahmed'e ait günümüz Türkçesine çevirdiği kitabında, Onun 193 gazeli, 6 mesnevisi, 3 kasidesi, 5 terci-i bendi, 4 murabbası, 2 tahmisi ve 2 müseddisi bulunduğunu belirtmektedir. Eserlerinde insan sevgisi, Allah aşkı, Peygamber sevgisi, gül, bülbül ve diken motifi, mizahi anlatım, fakirliği ile övünme, dünyaya önem vermeme gibi konuları işlemiştir.
Kaynak : Hayrabolu Belediyesi

Hiç yorum yok: