https://www.turkiye.gov.tr https://www.facebook.com/Tekirdağ Fotoğrafları https://twitter.com/tekirdagsehri/ https://plus.google.com/+TEK%C4%B0RDA%C4%9E%C5%9EEHR%C4%B0 http://tekirdagsehri.wordpress.com/ http://www.flickr.com/tekirdagresimleri http://www.youtube.com/tekirdagsehri http://www.belgeselizle.com/

TEKİRDAĞ TARİHİ CAMİLERİ


Rüstempaşa Camii:
Ertuğrul mahallesinde Mimar Sinan Caddesindedir. 1554 yılında Sadrazam Damat Rüstem Paşa (1500-1561) tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın eseridir. Tekirdağ’ın en güzel camilerindendir. Kesme küfeki taşından yapılmıştır. Tek şerefeli minaresi caminin sağındadır Giriş kapısı ceviz ağacı üzerine fildişi kakmalıdır. Kapı ve pencere kanatları geometrik motiflerle bezenmiştir.Bahçedeki yuvarlak 5 sütunlu mermer şadırvan Abdülmecit zamanında yapılmıştır. Doğusundaki kütüphane, hamam, medrese yıkık bir haldedir. Batısında bulunan 6 kubbeli bedesten sağlam olup, 1965 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilmiştir. Camii yaptıran Rüstem Paşa’nın türbesi İstanbul’da Şehzade camii bahçesindedir. Caminin Marmara Denizi’ne bakan cephesinde Valiliğimizce bedesten hüviyetinde çarşı inşa ettirilmiştir.

 Video izlemek için fotoğrafı tıklayınız.
Eski Camii :
Ertuğrul Mahallesindedir. 1831 yılında Zahire Nazırı Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1912 yılında yıkılan minaresi Cumhuriyet döneminde yeniden inşa ettirilmiştir. Minaresi kesme taştan ve tek şerefelidir. Caminin son cemaat yeri iki katlı olup, yirmi penceresi mevcuttur.

 Video izlemk için fotoğrafı tıklayınız.
Orta Camii :
Orta cami mahallesinde hükümet caddesi üzerindedir.1855 yılında Kürkçü Sinan Bey’in yaptırdığı caminin yıkılması üzerine hayırsever vatandaşlar tarafından eski yerine yeniden yaptırılmıştır. Eski Cami ile Rüstempaşa camii arasında kaldığı için bu ad verilmiştir.

Video izlemek için fotoğrafı tıklayınız.
Sohteoğlu Camii :
Tuğlacılar Lisesi karşısında kiremit örtülü camidir. Küçük avlusunda gömülü Sohtezade Ahmet tarafından 1777 tarihinde yaptırılmıştır. 1949 yılında tamir edilmiştir.

Video izlemek için fotoğrafı tıklayınız.

Hasan Efendi Camii :
Bu adla anılan mahallededir. Ahşap olup, caminin bahçesinde gömülü olan Şer’iye Başkatibi Hasan Efendi tarafından 1627 yılında yaptırılmıştır.

Yusuf Ağa Camii :
Muratlı Caddesi üzerinde olup, 1790 tarihinde Yusuf Ağa tarafından yaptırılmıştır.


TEKİRDAĞ - İNECİK KÖYÜ(Mirliva Hüseyin Paşa Camii)
Tekirdağ İnecik Bucak merkezinde bulunan bu cami, Antalya Mirlivası Hüseyin Bey tarafından 1498–1499 yıllarında yaptırılmıştır. Tekirdağ’da yapılan en eski camilerden biridir.

Cami Erken Osmanlı mimarisinde görülen ters “T” planlı, zaviyeli camiler grubundandır. Kesme taştan yapılan caminin önünde üzeri kasnaklı kubbelerle örtülü beş bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri iki duvar çıkıntısının uzantısının ortasında yuvarlak kemerlerle birbirlerine bağlanmış dört sütundan meydana gelmiştir.

İbadet mekânının üzeri tromplu merkezi ve kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Caminin iç mekânındaki mihrap yuvarlak niş şeklinde olup oldukça sadedir. Yanındaki taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yakın tarihlerde yenilenmiştir.

Caminin yanında Antalya Mirlivası Hüseyin Bey’in kesme taştan, üzeri kubbe ile örtülü türbesi bulunmaktadır.

ÇORLU TARİHİ CAMİLERİ
Video izlemek için fotoğrafı tıklayınız.
SÜLEYMANİYE CAMİİ (ÇORLU) :
Çorlu'nun merkezinde bulunan cami,Kanuni Sultan Süleyman tarafından M.1521 (H.928) yılında yaptırılmıştır.Kare bir plan üzerine yapılan caminin malzemesi kesme taştır.Yapılışı ile ilgili kitabe cami kapısının üzerindedir.

''Şah Süleyman sahibü'l hayrat
Kıldı bu camii şerif-i bina
fikr gardem ki güyemeş tarih
Künde an vakt-i sada peyda
Hatıf-ı gayb güft tarihin
Kad bana na-beden lihubbi Huda''

Sene H.(M.1521)

Süleymaniye camiinin bir külliye olarak yapıldığı camii ile birlikte imarethanesi,medresesi,hamamından oluştuğu kaynaklarda belirtilmiştir.Bugün bu yapılardan sadece camii ayaktadır.

Camiinin ilk-son cemaat yeri kuzeyde üç sivri kemerle doğu ve batı yönünde ise birer kemerle dışarıya açılmaktadır. Sütun başlıkları Osmanlı Klasik devrinde görülen stalaktik sütun başlıklarıdır. Son cemaat yeri üç bölümlüdür.

Caminin üstü kube ile örtülüdür.Kubbe sekiz köşeli bir tambur üzerine oturmaktadır. Caminin mermer mihrabı,mimberi ve muhfili oldukça yüksek bir sanat zevkini gösterir. Mihrap,mukarnaslı ve sarkıtlı olarak düşünülmüştür. Mimber ise mermer levhalardandır. Kapı girişi kemerli nişin içine alınmış olup basıktır. Kemer renkli gamalı mermerden yapılmıştır. Üzerinde sülüs kitabe yer almaktadır.

Video izlemek için fotoğrafı tıklayınız.
FATİH CAMİİ
Çorlu camilerinin en eskisidir. Fatih Sultan Mehmet’in süt annesi Daye Hatun tarafından (H.857-M.1453) yılında yaptırılımş. Evliya Çelebi bu camiden “Ebu’l Feth” olarak bahsediyor. Duvarları moloz taştan olan cami dikdörtgen plânında. Küçük bir avlusu olan caminin haziresi de mevcut. Ahşaptan yapılmış bir medresesi de varmış ancak 17. yüzyılda harap olmuş. Şimdi aynı yerde müftülük binası yükseliyor. Bir de hamamı varmış, oda mevcut değil. Gövdesi kalın, petek kısmı ince bir minaresi var. Bu minare muhtemelen orijinal. Çünkü gövde ve peteğiyle devrin ölçülerine uygun.

Kuzey kısmında camekanlı bir son cemaat yeri var. Ahşap çatılı ve ahşap direkli olarak yapılan son cemaat yerinin direkleri yakın tarihte betona dönüştürülmüş. Buradan camiye girişi sağlayan kapı üzerinde bir onarım kitabesi yer alıyor. Kitabeye göre cami, 2. Mahmud’un sadrazamı Benderli Mehmet Selim Paşa tarafından 1824 yılında duvarları ve minaresi dışında esaslı bir tamirden geçirilmiş.


FATİH ÇEŞMESİ (ÇORLU)
Osmanlı Devri çeşmelerinden olup Çorlu Fatih Camii dış duvarına bitişik olarak 1453 yılında cami ile birlikte  inşa edilmiştir. Cephesi çok güzel bir sivri kemerle belli edilmiş olup,cephe kısmında sivri kemerli iki küçük  niş vardır. Geniş hazneli büyük bir çeşme olup halen kullanılmaktadır.
MARMARA EREĞLİSİ CAMİLERİ

Sadrazam Cedit Ali Paşa Camii :
Tekirdağ ili Marmara Ereğlisi’nde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Caminin XVII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Günümüze gelen cami, eskisinin yerine yakın tarihlerde yeniden yapılmıştır. Cami kesme taştan, dikdörtgen planlı olup, mimari özelliğini tümüyle yitirmiştir. Ön kısmına iki katlı dışa geniş pencerelerle açılan bir son cemaat yeri eklenmiştir. Yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
SARAY TARİHİ CAMİLERİ

TARİHİ AYAZPAŞA CAMİİ :
Sosyal kültürel eserlerinin başında 1539 da Ayas Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Ayaspaşa Cami, Ayaspaşa hamamı ve külliyesi gelmektedir.Ayaspasa Cami: Kubbeyle örtülü son cemaat yeri ile ana mekandan oluşan kesmetaş duvar örgülü küçük bir yapıdır.Ana mekan kubbe ile örtülü olup ince silindirik gövdeli minare tek şerefelidir.
Kırım Giray Han Mezarları: Ayaspaşa cami avlusundadır.Kırım Hanlarının ikinci yurdu olan Saray’da yaşamış ve Saray’a gömülmüş olan II.Devlet Giray Han,ll.Fetih Giray Han İslam Giray Han,Arslan Giray Han IV.Devlet Giray Han III.Selim Giray Han ve Şehbaz Giray Han’ın mezarları Ayaspaşa cami avlusundadır.
MALKARA TARİHİ CAMİLERİ

Gazi Süleyman Paşa Camii
Camiatik mahallesinde Şehitlik Abidesinin kuzey batısında yer alır. Bizanslılar zamanında kilise olduğu, Osmanlıların Malkara’yı zaptı sırasında mescit’e çevrilmiş olduğu söylenmektedir. Batı kapısı üzerindeki kitabeye göre de Yıldırım Beyazıt (1389-1402) tarafından Gazi Süleyman Paşa adına camiye çevrildiği anlaşılmakta ise de, yine kitabesinde mevcut 1306 tarihinin neye delalet ettiği belirlenememiştir. Sultan Aziz zamanında tamir görmüş, bazı ilaveler sonucunda bu günkü haline gelmiştir.Vakıflar genel müdürlüğündeki kaydına göre 1365 tarihinde yapılmıştır (Hicri 758) .1.151 m2 alan üzerine 284 m2 alan kaplayan caminin cemaat kapasitesi 600 kişidir.Cami 1306 hicri, 1888/89 miladi yılında Sultan Abdülhamit’in emriyle büyk bir onarım geçirmiştir. Bu onarıma ait kitabe kuzey taç kapısının üzerinde yer alır. Daha sonra bazı ilaveler yapılarak bugünkü haline getirilmiştir. Halen mevcut olan minaresi daha sonra inşa edilmiş ve Süleyman Paşa Camii olmuştur.
Gazi Süleyman Paşa Camii dikdörtgen planlı, derinlemesine sahan düzenlemeli, ahşap sütunlu ve düz dam örtülü Anadolu Selçuklu dönemi Ulu Camii planında yapılmıştır.Asıl giriş kapısı olan kuzey taç kapısı iç içe kademelerden oluşan daire bir kemerle son bulmuştur. Yine kuzey cephesinde yer alan iki pencerenin kemer çerçeveleri onarımın yapıldığı dönemin barok etkilerini gösterir. Çatının yaklaşık bir metre altından dolaşan korniş sistemi de baroğa has özelliktir.Cami, dış ölçüleriyle simetrik bir plana sahiptir. Güney duvarında mihrabın sağında ve solunda birer pencere aynen kuzey duvarlarındaki pencereleri tekrarlar. Doğu ve batı yönleriyle dörder pencere yer alır. Bunlardan, caminin kuzey-batısındaki pencere sonradan kapıya çevrilmiştir.
Cami, orjinalinde olduğu gibi dört ahşap sütunla desteklenen düz dam örtülüdür. Mihrap ve minber Sultan Abdülhamit zamanı onarımında yenilenmiş olup, barok özellikler taşır.Eski cami, ilk şeklinde bir sıra taş, üç sıra tuğla olarak duvar örgüsü sisteminde yapılmış iken Abdülhamit dönemi onarımında bu taş ve tuğlalar karıştırılmıştır. Yalnız kuzey cephe granit taş kaplama yapılmıştır.Minare hem yapının ilk şekline, hem de barok dönem onarımı özelliklerine uymamaktadır.Kaide kısmındaki kemer özellikleri karşısındaki çeşme kemerinden esinlenerek yapılmıştır. Ayrıca kuzey-batı köşede cami ile bütünlük gösteren minare yapımın orjinalinde camiden ayrı tutulmuş ve klasik Osmanlı minaresi tarzındadır.

Hacerzade İbrahim Bey (Taşoğlu) Camii
14 Kasım caddesinde Jandarma Bölük Komutanlığının karşısında Hüseyin Köse İlköğretim okulunun yanında yer alır. 1406 tarihinde Hacerzade İbrahim Bey tarafından yapılmıştır. Yapının mimarı belli değildir. Bu cami Balkan Savaşında ve depremlerde büyük hasara uğramıştır. Cami restore edilmiş, eski durumuna çok yakın hale getirilmiş ve 15 Ekim 1971 tarihinde Cuma namazından evvel ibadete açılmıştır. Dış görünüşüyle güzel bir tarihi eser olduğu intibaını uyandırmaktadır.Yapı tamamen düzgün kesme taş malzemeden, cephesinde mermer malzeme de kullanılmak suretiyle tek kubbeli mescit planında yapılmıştır.
Caminin kuzey cephesinde yedi sıralı mukarnas kavsaralı, yapıdan dışarı dikdörtgen bir blok halinde taşıntı yapan taç kapı yer alır. Taç kapısının iki yanında mihrabiyeler vardır. Mukarnas kavsarının köşelerinde karşılıklı simetrik olan gülbeneklere yer verilmiştir. Taç kapısının sağında ve solunda mermer çerçeveli iki pencere, diğer yönlerde de ikişer pencere yer alır. Pencerelerin üzerinde yapıyı çepeçevre dolanan ve cepheyi ortadan ikiye bölen bir silme kuşak bugün yer yer tahrip olmuştur.Caminin son cemaat yeri yoktur. Asıl ibadet alanına kuzey cephenin ortasındaki bir taç kapıyla girilir. Kapı söveleri mermer malzemeli olup üzerinde “lamba zıvana” tabir edilen geçmeler yer alır.Yine kapının iki yanında kaymalı konsol çıkarmalar yer alır.Cami Türk üçgenleriyle geçişi sağlanan kubbeyle örtülüdür. İçeride destek yoktur. Mihrap taş malzemeli ve mukarnas kavsaralı biçimile taç kapıyı tekrarlar biçimdedir. Bu özelliği ile Anadolu Selçuklu dönemi özellikleri burada da sürdürülmüştür. Mihrabın üst kısmı palmetli bir süsleme ile taçlandırılmıştır.Minber taklit kündekâri tekniğinde ahşap malzemeli olup, 1959 yılında aslına uygun olarak yenilenmiştir.Caminin çatıya yakın kısmında yer alan üst pencerelerinde vitray örnekleri görülür.
Minare; yapını kuzey-batı köşesinde yer alır. Şerefe altına kadar olan kısmı orjinaldir. Şerefe ve üst kısmı 1970 yılında tamir görmüştür. Sekizgen minare kaidesinin üç yüzü duvar içinde kalmış olup, beş yüzü dışarıdan görülebilmektedir. Her yüzde Bursa kemeri tabir edilen sepet kulplu kemer süs unsuru olarak kullanılmıştır. Oluklu bir gövde üzerinde mukarnas altlıklara sahip şerefe ve üzerinde de bodur bir petek kısmı, külah, madeni alar yükselir.

Turhanoğlu Gazi Ömer Bey Camii
Gazibey mahallesinde hâl binalarının kuzeyinde yer alır. Mora Fatihi Turhan Bey’in oğlu olan Gazi Ömer Bey tarafından 1493/94 yılında yaptırılmıştır. Gazi Ömer Bey’in Malkara’da 2 camii, 3 mescidi, kervansaray ve 4 dükkanı olduğu, ahfadından Yanya Bey’i olan zatı bu evkafın bakımı için devlete müracaat etmesinden ve Malkara Kadısına gönderilen hükümlerden anlaşılıyor. Gazi Ömer Bey adına yapılan külliyeden bu gün sadece cami ve türbe ayaktadır. Mescid, kervansaray ve dükkanlar kalmamıştır.
Cami, bir buçuk metre kalınlığında, on üç metre boyunda, tamamen düzgün kesme taş malzemeden, bütün mekanın tek kubbe altında toplandığı merkezi planlı bir yapıdır. Son cemaat yerini üç kubbe örtmüştür.
Yapının minaresi, batı yönünde yer alır. Şerefeye kadar olan kısım orijinal, şerefeden yukarısı yakın zamanlarda onarım görmüştür.
Üç bölmeli son cemaat yerinin kubbelerini taşıyan sütunlar çatladığı için, sütunların çevresi örülerek paye destekler şekline dönüştürülmüştür. Üzeri üç küçük kubbe ile örtülü son cemaat yerinde cami haremine giriş kapısının solunda; ortada bir mihrabiye, onun iki yanında da birer pencere yer alır.
Camiye eyvan türü bir taç kapı ile girilir. Kapı söveleri mermerdir. Üst söve lambazıvana tabir edilen, mermerin mermere geçmesi tekniğinde yapılmıştır.
Mihrap; taş malzemeli ve vukarnas kavsaralı mihraplar gelişkin özellikler olarak sarkıt biçiminde stalaktitler ve kabara taç kapıyı tekrar biçimde palmetli bir süsleme ile taçlandırılmıştır.
Minber;tamamıyla mermer malzemeli olup, orijinal olarak günümüze ulaşabilmiştir. Yan aynalıklar ve korkuluklar süslenmiş, sade olarak bırakılmıştır. Yan aynalıkların altında, dikdörtgen silmelerle çerçevelenmiş ikişer pencere yer alır. Pencere kenarları konsol biçim süslemeli ve sepet kulplu kemer şeklindedir. Minberin giriş kapısı sivri kemerli ve yanları geometrik benzemelidir. Üst kısmı taç kapı mihrapta olduğu gibi, palmet süsleme ile taçlandırılmıştır. Cami haremi altta her yönde ikişer, üstte kuzey hariç diğer üç yönde üçer pencere ile ışık alır. Pencereler dıştan alçı şebekelidir. Bu da yine Osmanlı mimarisinin karakteristik özelliğidir. Cami hareminde kuzeyde yer alan asma kat; kadınlar mahfili durumundadır. Bu mahfil, iki sütun üzerinde yükselir ve kuzeybatı köşedeki merdivenle çıkılır. Daha sonra ikinci katta da bir giriş açılmış olup, bugün minare iki girişlidir.
Yapıda; kubbeye geçişte pandantifler kullanılmıştır. Ayrıca son cemaat yerinin iki yanı açık iken soğuktan korunmak için kapatılmıştır.
Bu cami Osmanlıların Rumeli’de yaptıkları camilerin en eskilerindendir. İlçe için burası son derece önemli, tarihi ve manevi bir değere sahiptir.

Gazi Ömer Bey Türbesi
Malkara ilçesindedir. Fatih zamanında yaşamıştır. Babası Turhan Bey’in yanında yetişmiş ünlü kumandanlardandır. 1503 yılında vefat etmiştir. Türbesi, kendi adı ile anılan caminin bahçesindedir.
HAYRABOLU TARİHİ CAMİLERİ

Hasan Bey Camii
Kayıtlarda "Ulu Camii" ve "Güzelce Hasan Bey Camii" olarak da geçmektedir. II. Beyazıd`ın damadı Güzelce Hasan Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapımına 1486 yılında başlanmış 1499 yılında ibadete açılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri'nden bir üniversiteden (University of Southern California) heyet gelerek caminin mimarisi hakkında çalışmalar yapmışlar, akademik yayınlarında caminin özellikle ses ve günışığını alma sistemlerine hayran kalmışlardır.

Çelebi Sultan Mehmet Camii
Kayıtlarda "Çelebi Sultan Mehmet Camii" olarak ta geçmektedir. İstanbul'un fethinden önce yapılmış (1419) ilçedeki tek camidir. Camiyi yaptıran Çelebi Sultan Mehmed, mimarı, Mimar Hacı İvaz Paşa'dır. 1875'te geniş çaplı bir onarımdan geçmiştir.2001 yılında çatısı çöken cami, son olarak 2004 yılında onarımdan geçirilmiş ve 2005 başında yeniden ibadete açılmıştır.

Çarşı Camisi (Hasip Bey Camii)
Kayıtlarda "Hasib Bey Camii" ve "Kethüdazade Çorumlu Mustafa Bey Camii" olarak da geçmektedir. Çorumlu Mustafa Bey tarafından 1686 yılında yaptırılmaya başlanmış fakat ömrü yetmeyince Mehmet Hasib Bey tarafından tamamlanmıştır.

Ömer Efendi Camii
Tekirdağ ili Hayrabolu ilçesi, Kâhya Mahallesi’nde bulunan bu cami, Ömer Efendi isimli bir kişi tarafından 1404–1405 yıllarında yaptırılmıştır. Sonradan harap olan cami 1872 yılında halkın katkıları ile yenilenmiştir. Bundan sonraki dönemlerde yapılan onarımlarla özelliğini tamamen yitirmiştir.
Bugünkü cami dikdörtgen planlı, kesme taştan yapılmış olup, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Minare son cemaat yerinde olup, kalın yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.

Hiç yorum yok: